Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Fon Temini Süreçlerine İlişkin Yeni Yönetmelik
Contents
- Kredi Müşterilerinden Fon Temininde Yeni Dönem
- Ortaklardan Sağlanan Fonlara İlişkin Sınırlamalar
- Aracılık Gelirlerine Sınırlama
- Kredi Teminatlarına İlişkin Düzenlemeler
- Uyum Süreci
Kalkınma ve Yatırım Bankalarının Kredi Müşterilerinden, Ortaklıklarından ve Ortaklarından Sağlayacakları Fonlara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”), 9 Nisan 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu Yönetmelik, bankaların kredi müşterilerinden, ortaklıklarından ve ortaklarından sağlayacakları fonlara ilişkin usul ve esasları belirlerken, bankaların uygulamalarını 1 Nisan 2026 tarihine kadar Yönetmelik hükümlerine uyumlu hale getirmeleri gerektiğini düzenlemektedir.
Bankaların para piyasaları, sermaye piyasaları ve organize piyasalardan elde edeceği fonlar bu kapsam dışındadır.
Kredi Müşterilerinden Fon Temininde Yeni Dönem
Kredi müşterilerinden sağlanacak fonlara ilişkin düzenleme, kalkınma ve yatırım bankalarının kendi müşterileriyle gerçekleştireceği fon temin süreçlerine önemli sınırlar ve sorumluluklar getirmektedir. Bu çerçevede, fon temini yalnızca taraflar arasında imzalanan ve yazılı şekilde ya da uzaktan iletişim (elektronik yöntemlerle) araçlarıyla geçerli kabul edilen bir fon sözleşmesine dayanılarak yapılabilecektir.
Bu sözleşmeler, müşteri kimliğinin doğruluğunu sağlayacak elektronik yollarla da kurulabilecek; yani yalnızca klasik fiziksel imza değil, dijital ortamda mesafeli şekilde imzalanmış sözleşmeler de geçerli sayılacaktır.
Düzenlemenin getirdiği en önemli sınırlama ise, bir müşteriden sağlanabilecek fon miktarının, o kişinin bankadaki toplam kredi riski tutarını aşamayacak olmasıdır. Yani, bir müşteriden alınacak fon tutarı, müşterinin toplam kredi riski tutarını geçemez. Bu toplam kredi riski tutarı, sadece nakdi kredi değil, teminat mektupları, kefalet, kontrgaranti, aval, ciro gibi gayrinakdi işlemlerden kaynaklanan kredi risklerini de kapsar. Özetle, kredi müşterisi tanımına dâhil olan her tür işlem, bankanın belirleyeceği kredi limiti içinde değerlendirilecektir. Bu risk tutarına, bireysel kredi kartı limit taahhütleri de dâhil olmakta; ancak henüz kullanılmamış limit taahhütlerinin yalnızca %20’si dikkate alınmaktadır. Bu yaklaşım, bankaların fon toplama faaliyetlerini müşterilerin mevcut borçluluk düzeyiyle doğrudan ilişkilendirerek, kredi riskinin üzerindeki fon hareketlerini sınırlamayı amaçlamaktadır.
Bir diğer önemli nokta ise; kredi riski taşıyan kişi ile fon sağlayan kişinin aynı olması zorunluluğudur. Böylece grup içi dolaylı fon aktarımlarının ya da risk transferlerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Ortaklardan Sağlanan Fonlara İlişkin Sınırlamalar
Ortaklardan, iştiraklerden, bağlı ortaklıklardan ve birlikte kontrol edilen ortaklıklardan fon temini yalnızca fon sözleşmesi yapılması şartıyla mümkün kılınmaktadır. Böylece, söz konusu yapılarla kurulacak finansal ilişkilerin belgelendirilmesi ve izlenebilir olması zorunlu tutulmaktadır. Bir ortağın sağlayabileceği fon tutarı, ilgili ortağın bankanın sermayesindeki pay oranına karşılık gelen özkaynak tutarını aşamayacaktır. Ancak, nitelikli pay sahipleri, bu pay sahiplerinin dahil olduğu risk grupları, ve kamu tüzel kişiliğini haiz doğrudan veya dolaylı pay sahipleri bu sınırlamadan istisna tutulmaktadır. Borsa aracılığıyla edinilmiş ancak nitelikli pay sayılmayan pay sahipleri, yani yönetim kontrolü üzerinde etkisi bulunmayan hissedarlar ise bu kapsamda fon sağlayıcı olarak kabul edilmemektedir.
Fonların Takibi ve Uyum Süreçlerine İlişkin Düzenlemeler
Kalkınma ve yatırım bankalarının kredi müşterileri, ortaklıkları ve ortaklarından temin ettikleri fonların sağlıklı bir şekilde izlenebilmesi amacıyla, bu fonların türlerine göre ayrı hesaplarda takip edilmesi zorunlu kılınmaktadır. Bu kapsamda fonlar, mahiyetlerine göre kredi müşterileri fonu, ortaklıklar fonu ve ortaklar fonu hesaplarında izlenmektedir. Bankalar, bu Yönetmelik kapsamındaki sınırlamalara ve kurallara uyumu sağlamak amacıyla gerekli kontrol ve izleme mekanizmalarını oluşturmak ve bunları iş süreçlerine entegre etmekle yükümlüdür. Söz konusu uygulamaların yeterli bulunmaması hâlinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“Kurum”) tarafından verilecek süre içerisinde bu eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir.
Başta mevzuata uygun şekilde temin edilen fonların sonradan uyumsuz hale gelmesi durumunda gerekiyorsa fonlara ilişkin hesapların tasfiyesi gibi önlemler de devreye alınabilecektir. Kurum, uygun görmesi halinde bu işlemlerin tamamlanması için bankalara süre tanıyabilecektir. Bu tür durumlarda izlenecek adımların önceden belirlenmesi amacıyla, uyumsuzlukların nasıl giderileceğine ilişkin hükümlerin fon sözleşmelerinde açıkça yer alması zorunlu tutulmaktadır.
Aracılık Gelirlerine Sınırlama
Ödeme, fon transferi ve tahsilat işlemlerine aracılık eden kalkınma ve yatırım bankalarının, bu işlemler kapsamında tahsil ettikleri ücret, hizmet bedeli veya komisyonlara ilişkin tutarları herhangi bir getiri sağlamaksızın yalnızca işlemin mahiyetine uygun geçici hesaplarda izlemeleri gerekmektedir. Bu tür paralar, vadeli ya da vadesiz mevduat, katılım fonu veya Yönetmelik kapsamında sağlanabilen diğer fon hesapları gibi uygulamalara konu edilemez.
Kredi Teminatlarına İlişkin Düzenlemeler
Kalkınma ve yatırım bankaları nezdinde, kullandırılan kredilere teminat olarak tutulan nakit teminatlar, belirli koşulların sağlanması halinde Yönetmelik kapsamında belirtilen kredi müşterisinden temin edilen fon olarak değerlendirilmeyecektir. Bu kapsamda, söz konusu teminatların hangi krediye ait olduğunun açıkça belirtilmesi, kredi süresi boyunca üzerinde tasarruf edilemeyecek şekilde rehin veya temlik sözleşmesiyle güvence altına alınması ve teminat tutarının krediye ilişkin faiz, kâr payı ve komisyonlarla uyumlu olması gerekmektedir.
Kredi ilişkisinin sona ermesinin ardından ise, teminat olarak tutulan tutarların derhal tasfiye edilmesi, yani kredi borcuna mahsup edilerek ya da doğrudan ilgilisine iade edilerek sürecin sonuçlandırılması gerekmektedir.
Uyum Süreci
Kalkınma ve yatırım bankalarının bu Yönetmeliğe 1 Nisan 2026 tarihine kadar uyum sağlaması gerekmektedir. Kurum, bu süreyi bir yıl uzatabilir.